Depresyonun insanı karamsar bir ruh haline sürüklediğini çoğumuz biliyoruz. Bu karamsar ruh hali bilişsel davranışçı terapide ”depresyonun bilişsel üçlüsü” olarak adlandırılır. Bu bilişsel üçlüye sahip insanlar
1) kendilerini
2) çevrelerini
3) geleceği gerçekte olduğundan daha kötü ve daha umutsuz görürler.
Özellikle kişinin kendisine yönelik karamsar düşünceleri kişinin benlik değerini oldukça düşürebilir. Benlik değeri düşmüş, her durumda kendini suçlama döngüsüne girmiş kişilerle terapide bu durum ele alındığında kişinin kendini yeniden sevmesi, kendini affetmesi, kabullenmesi ve kendine saygı duyması amaçlanır. Öz değerini başka insanların kendisini sevmesine bağlayan danışanlarda ise öncelikle öz değer ve diğer insanlar orasındaki orantı irdelenir, buradaki işlevsiz düşünceler ele alınır. Örneğin: ‘eğer sevgilim beni seviyorsa ben değerliyim’ inancına sahip bir insan sevgilisi ile yaşayacağı muhtemel bir ayrılık durumunda ciddi bir psikolojik darbe alacaktır. Tam da bu yüzden kişinin başkalarının kendisini sevmesini beklemeden önce kendi kendini sevmesi çok önemlidir.
Kendimize verdiğimiz değeri başkasından aldığımız sevgiye ya da değere bağlamamalıyız. O değeri ve sevgiyi önce kendi içimizde kendimize karşı oluşturmalıyız.
bir süre sonra güneş ışığının yakıcı olduğunu öğrenirsin, eğer fazla maruz kalırsan.bu yüzden başka birisinin sana çiçek getirmesini beklemeden kendi bahçeni yarat ve kendi ruhunu kendin süsle.
ve göreceksin ki dayanıklısın ve kuvvetlisin ve değerlisin…
Jorge Luis Borges